Ne bu saçının hali?

Adam traş oluyor, berber soruyor...
Ne var ne yok?
-İtalya ya  tatile gidiyoruz
Berber-Bu mevsimde İtalya acayip sıcaktır, kalabalık, her yer pistir.
Ne ile gideceksiniz?
-TWA Trans World Airlines
-Ne ,TWA filosu eski,hep rötar yapar,hostesler çirkindir,
-Roma da nerede kalacaksınız?
-Mariott hotelde?
-Çok kötü bir oteldir , room servis falan beklemeyin, yerlerde hamam böcekleri gezer 
-Berber:Romada ne yapacaksınız?
Romayı gezeceğiz , papayı göreceğiz.
-Berber: Koca meydanda pencereden el sallayacak , karınca kadar.....

Bir ay sonra berberde:
-Eeee tatiliniz nasıl geçti?
Haarikaydı , TWA filoyu yenilemişler, fazla bilet satmışlar bizi business class a aldılar, şampanya vs, hostes o kadar güzeldi ki uçuş bitmesin istedik
-Otel?
-Haarikaydı orada da fazla satış yapmışlar bizi kral dairesinde ek ücret almadan ağırladılar
-Papa?
-Meydanda toplandık binlerce kişi , bir asker omuzuma dokundu ''Papa hazretleri bazı ziyaretçilerle tanışmak istiyor''dedi
-Bizi bir salona aldılar,şerbet ikram ettiler , Papa geldi, diz çöküp elini öptük ve o sırada Papa benimle konuştu
-Berber:''Ne dedi ? Ne dedi ?
-''Ne bu saçının hali ? Seni hangi apne traş etti ?"

---
0 + 0 -

Dr. Hikmet Kıvılcımlı: Brejnev'e Mektup

Leonid Brejnev

S.B.K.P. M.K. Genel Sekreteri

Yoldaş,



        Sovyet Sosyalist adâletine göre: Hiç kimse mahkemenin verdiği bir karar gereği olmadıkça suçlu sayılamaz.
        Bir yanda, gerçi formalite bakımından ben bir Sovyet yurttaşı değilim.
        Ancak, ben 70 yaşındayım, ve 50 yıllık süredenberi Marksizm - Leninizm sancağı altında dövüşüyorum.
        50 yıldanberi, durmak ve silâh bırakma nedir bilmeksizin, Türk burjuvazisince "Azılı Komünist. Moskova'ya git!" diye bağırılarak işkenceli koğuşturmalara uğradım.

0 + 0 -

Bacak arası siyaset dizaynı

ABD’de çekilen suç belgesellerinde cinsel saldırıya maruz kalan kadınlar kurban olarak konuşur, onlara en büyük desteği veren de eşleri olur.

Türkiye’de tecavüze uğrayan kadınlar en iyi ihtimalle kocaları tarafından boşanır, diğer seçenek zaten ölümdür.

Namus kavramını sadece bacak arasına indiren tavrımızın siyaset dizaynında uzun zamandır etkisini gösteriyor.

ABD’nin en unutulmaz 2 Başkan’ı, John F. Kennedy ve Bill Clinton’ın hikâyelerine bir bakmak lazım:

John F. Kennedy’nin, Marilyn Monroe ile yaşadığı aşk ilişkisi ya da Bill Clinton’ın Beyaz Saray stajyeriyle Oval Ofis’te yaşadığı macera siyasi hayatlarının sonu olmadı. Aksine her ikisi de ABD’nin en başarılı başkanları listesinde halen ilk 10’un içerisinde yer alıyor.

3 + -2 -

Savaş hiledir... Seçim savaştır!

Seçime 2 gün kala gerçek gündem dışında her şeyin konuşulduğu bir süreci yaşıyoruz. 

Erdoğan, 85 milyonun gözü önünde montajlanmış görüntülerle Millet İttifakı’nı PKK bağlantılı göstermeye girişiyor...

Muharrem İnce, montajlanmış görüntüler, sahte belgeler karşısında mücadeleden çekiliyor...

İktidarın en tarafsız olması gereken bakanları, en partici kimliklere bürünüp sahada cirit atıyor...

Kuralsızlığın, etik dışı davranışların, kara propagandanın serbest olduğu bir seçim takvimi yaşıyoruz. 

Türkiye 14 Mayıs seçimlerinde bütün bunlara karşı sesini yükseltebilir, “Artık yeter” diyebilirse yeni bir mayısa uyanacağız. Aksi halde daha zorlu günler bizi bekliyor.

3 + -2 -

Düzen kalacak Erdoğan gidecek

AKP’nin ilkin kuruluşundan, daha sonra da iktidara gelmesinden bu yana durmadan bir kitaptan (İkinci Cumhuriyet Tartışmaları1) söz ediyor ve bu kitabın R.T. Erdoğan’a ayrılmış 417-432 sayfaları arasının mutlaka okunması gerektiğini yazıp söylüyorum. Elim yoruldu, dilimde tüy bitti. R.T. Erdoğan iktidara geldiğinden bugüne kadar yaptıklarını 1993 yılında, bu 15 sayfada dünyaya ilan ediyor. Kendisine Cumhuriyet ve demokrasi hakkında ne düşündüğü soruluyor.

Soru: Cumhuriyet ve demokrasi kavramlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin 70 yıllık tarihindeki ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

3 + -2 -